İsrail'in kuruluşu, Nazi Almanyası ile doğrudan bağlantılı değildir. Bununla birlikte, Holokost'un (II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin 6 milyon Yahudi'yi katletmesi) İsrail'in kuruluş sürecinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir. İsrail Devleti'nin kuruluşu, 20. yüzyılın başlarında başlayan Siyonist hareketin bir sonucudur ve 1948 yılında gerçekleşmiştir.
Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında, Avrupa'da artan antisemitizm ve Yahudi halkının kendi devletlerini kurma arzusuyla ortaya çıkan bir harekettir. 20. yüzyılın başlarında, İngiltere'nin desteğiyle (Balfour Deklarasyonu - 1917) Siyonist liderler, Filistin'deki Yahudi yerleşimlerini artırmaya başladılar.
Nazi Almanyası'nın yükselişi ve II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan Holokost, dünya çapında Yahudi halkının kendi devletlerine duydukları ihtiyacı ve aciliyeti artırdı. Holokost sonrasında, Avrupa'daki Yahudi toplumunun büyük bir kısmı yok oldu ve hayatta kalanlar için güvenli bir vatan ihtiyacı daha da önemli hale geldi.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, Birleşmiş Milletler 1947'de Filistin'deki İngiliz mandasının sona ermesi ve bölgenin Yahudi ve Arap devletleri arasında bölünmesine karar verdi. Bu plana göre, 1948'de İsrail Devleti resmi olarak kuruldu. İsrail'in kuruluşu, Nazilerin doğrudan bir eylemi olarak değil, daha ziyade Holokost'un yarattığı trajedi ve Yahudi halkının güvenli bir sığınak ihtiyacı sonucu gerçekleşmiştir.
"51 Documents: Zionist Collaboration with the Nazis" adlı kitap, Lenni Brenner tarafından derlenmiş ve 2002'de yayınlanmıştır. Kitap, bazı Siyonist liderlerin ve örgütlerin Nazi Almanyası ile işbirliği yaptığına dair iddiaları ele almaktadır. Bu bağlamda, kitapta Haavara Anlaşması'ndan bahsedilir ve bu anlaşma Siyonistlerin ve Nazilerin ortak çıkarlarını paylaştığına dair bir argüman olarak kullanılır.
Haavara Anlaşması, 1933'te imzalanan ve Almanya'daki Yahudilerin mallarını Filistin'e aktarmalarına izin veren bir anlaşmadır. Anlaşmanın amacı, Nazi Almanyası'nın Yahudileri ülkeden çıkarmak ve Siyonist hareketin Filistin'de Yahudi yerleşimini artırmak istemesine karşılık gelmektedir. Anlaşma, Almanya'daki Yahudilerin mallarını Alman ürünlerine dönüştürmelerine ve bu ürünlerin Filistin'de satılmasına izin vererek, hem Alman ekonomisine katkı sağlamış hem de Yahudilerin Filistin'e göç etmelerini kolaylaştırmıştır.
"51 Documents" kitabında, Haavara Anlaşması ve benzeri olaylar, Siyonist liderlerin ve örgütlerin Nazi Almanyası ile işbirliği yaptığını ve bunun, İsrail'in kuruluş sürecine etki ettiğini öne süren iddialarla sunulmaktadır. Ancak, bu iddiaların tarihsel bağlamı ve karmaşıklığı göz önünde bulundurulduğunda, bu tür işbirliklerinin boyutları ve etkileri konusunda geniş çaplı bir tartışma bulunmaktadır.
Bazı tarihçiler ve akademisyenler, Haavara Anlaşması'nın ve diğer benzer olayların, Siyonist liderlerin ve örgütlerin Yahudi halkının kurtarılması ve güvenliği için en iyi çözümü bulma çabaları olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Diğerleri ise, bu tür işbirliklerinin Siyonist hareketin ve İsrail'in kuruluş sürecine gölge düşürdüğünü ve etik açıdan sorgulanması gerektiğini düşünmektedir.
Sonuç olarak, "51 Documents" kitabındaki iddialar ve Haavara Anlaşması, İsrail ve Nazi Almanyası arasındaki ilişkilere dair önemli bir tartışma konusu teşkil etmektedir. Tarihçiler ve akademisyenler arasında bu konudaki görüşler farklılık göstermektedir